Haber

Emekliler köklü çözüm istiyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, asgari ücret ve emekli maaşları konusunda bir tedirginlik olduğunu belirterek, “Kendini mağdur hisseden herkesin gönlünü mutlaka kazanacağız. Yılbaşına doğru çok uzatmadan bu işi bitirmeyi planlıyoruz” dedi.

Emekliler ise asgari ücretin 11 bin lirayı, en düşük memur maaşının ise 22 bin lirayı geçmesinin ardından ek zam talep ediyor. Seçimler öncesi en düşük emekli aylığına zam yapılırken, kök maaşı 5 bin 500 lira olan emeklilerin maaşı da 7 bin 500 liraya çıkarıldı. Geçtiğimiz günlerde TBMM’de kabul edilen yasa ile SSK ve Bağ-Kur ile Emekli Sandığı emeklilerine 6 ay süreyle yüzde 25 zam yapıldı.

Ancak bu artış oranı emeklilerin kök aylıklarına uygulanır. Buna göre kök aylığı 6 bin lira ve altında olanların aylıkları temmuz ayından sonra da 7 bin 500 lira olarak ödenmeye devam edecek.

Emekliler ve çalışma ekonomisi uzmanlarına göre, emekli aylıkları için temel analiz, emeklilik düzeltme oranı ve güncelleme katsayısının değiştirilmesine dayanmaktadır.

“Yerel seçimler için çalışma”

DW Türkçe’ye konuşan Birleşik Emekliler Sendikası Başkanı Mahmut Şengül, zammı kabul etmediklerini belirterek, Erdoğan’ın yerel seçimler öncesi açıklamasını bir atılım olarak övdü. “Cumhurbaşkanı yeni bir açıklama yaptı. Ama sorun şu. Bu iyileştirmede verdikleri zammın kalan kısmını kesecekler. İkincisi on ikinci ayda yapılacak. İlk ay emekli maaşlarına zam olacak” diyen Şengül, “Tamamen yerel seçimlere yönelik bir çalışma. Zam istemiyoruz, kök ücretlerimizin asgari ücrete kadar çıkmasını istiyoruz, on ikinci ayı beklemek istemiyoruz” dedi.

“Ciddi bir mağduriyet var”

SSK emeklileri için 2000 yılı öncesi 6 bin 93 lira olan en düşük emekli maaşı yüzde 25 artışla 7 bin 616 liraya, SSK 2000 sonrası 3 bin 776 lira olan en düşük emekli maaşı ise 4 bin 720 liraya yükseldi. En düşük Bağ-Kur emekli maaşı 4 bin 439 liradan 5 bin 549 liraya, Bağ-Kur emekli maaşı 4 bin 184 liradan 4 bin 268 liraya yükseldi. Kök aylığı 7 bin lira olan kişinin emekli maaşı ise 8 bin 750 lira.

Şengül, dul ve yetim aylığı alanların zamdan yararlanmadığını, 5 bin 500 liranın altında emekli maaşı alanların sayısının halen önemli oranda olduğunu söylüyor.

Şengül, hem memurla emeklinin, hem de dul ve yetimin aynı fiyata ekmek aldığını ancak maaş ve söz söz konusu olduğunda aradaki uçurumun daha da açıldığını belirterek, ciddi bir mağduriyet yaşandığına dikkat çekiyor.

2002’de asgari ücretin üzerindeydi

Emekliler uzun yıllardır asgari ücretin altında maaş alıyor. 2002’de AKP iktidara geldiğinde bir işçinin emekli maaşı asgari ücretin yüzde 40 üzerindeydi.

Türkiye Sendikalar Konfederasyonu’nun (TÜRK-İŞ) hesaplamalarına göre Haziran ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 10 bin 373 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 33 bin 788 TL’ye yükseldi. Bekar bir çalışanın ‘geçim gideri’ aylık 13 bin 471 TL’ye çıktı.

DW Türkçe’ye konuşan çalışma ekonomisi uzmanı Özgür Müftüoğlu, “Emeklilerin kurban edildiğine” inanıyor. Müftüoğlu, emeklilerin çoğunun açlık sınırının altında emekli maaşı aldığını ve piyasadaki reel fiyatlar üzerinden zam yapılmadığını, emeklilerin alım gücünün giderek düştüğünü, çalışabilenlerin emeklilikten sonra da çalışmaya devam ettiğini, bunun da önümüzdeki dönemde istihdam piyasası için tehlike oluşturduğunu söylüyor.

Müftüoğlu, Türkiye’de 2000’li yıllardan itibaren uygulanan neoliberal yapısal uyum programları kapsamında emeklilerin rahat bir yaşam sürme imkânlarının büyük ölçüde ortadan kalktığına da dikkat çekiyor.


AKP hükümeti, emeklileri İstanbul’dan köylerine dönmeye teşvik eden bir yasa tasarısı hazırlıyorFotoğraf: picture-alliance/dpa/J. Kalaene

Emekli maaşları neden düştü?

2000’li yıllarda sosyal güvenlik mevzuatında yapılan değişiklikler ve özellikle 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, çalışanlar kadar emeklileri de çok olumsuz etkiledi. Emeklilik yaşı yükseltildi, emekli olmak zorlaştırıldı. Emeklilik hesaplamasında ve bağlanma oranlarında yapılan değişiklik sonucunda emekli maaşları düşmeye başladı. Aynı koşullarda ancak farklı zamanlarda emekli olanların aylıkları arasında büyük eşitsizlikler ortaya çıktı.

1999 yılından itibaren emekli aylığı hesaplamasına GSYİH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) büyümesi dahil edilirken, enflasyonun yanı sıra AKP’nin 2008’de yaptığı yasal değişiklikle güncelleme katsayısına milli gelirdeki artışın sadece yüzde 30’u eklendi. Aylık tahvil oranları da yüzde 75’ten yüzde 50’ye düşürüldü.

Emekliler İstanbul’dan taşınabilir mi?

Öte yandan AKP’nin İstanbul’dan memleketlerine dönmeleri halinde emeklilere yönelik ‘teşvik’ hazırlıkları da gündemde. İstanbul’un nüfus yoğunluğunu azaltmak için hazırlanan projeye göre evini İstanbul’dan taşıyan emeklilere elektrikten suya indirime kadar birçok yönden teşvik verilmesi planlanıyor. Peki bu ne kadar gerçekçi?

“Bu, emekliler için sürgün demek” diyen Mahmut Şengül, emeklilerin çoğunun köylerine gidip düzen kurma şanslarının olmadığını da sözlerine ekledi.

Projeyi, metropollerde kiraların artması nedeniyle geçimini sağlayamayan emeklilerin geliştirdiği refleksi yumuşatma girişimi olarak değerlendiren Şengül, emeklilerin yüzde 60-70’inin emekli olduktan sonra da çalışmaya devam ettiğini vurguluyor.

“Sorunlar görünmez hale getirilecek”

Emeklilerin metropolden emekli olmasını öngören proje, Özgür Müftüoğlu’na göre var olan sorunların “görünmez” hale getirilmeye çalışıldığını gösteriyor. Müftüoğlu, “Çünkü açlık sınırının yarısını alan emekliler şehirlerde yaşadıkları sürece bir arada olacaklar. Bir arada oldukları için seslerini daha çok duyurma şansları olacak. Ancak köylerine döndüklerinde bu tepkileri görmezden gelecekler. Dolayısıyla onları açlığa ve yoksulluğa mahkum ederek ‘şehirlerde görünmesin’ gibi bir anlayışın hakim olduğu söylenebilir.”

Müftüoğlu’na göre, emeklilerin üretim güçleri olmadığı için bütçe kesintilerinde ilk kurban edilenler olduğuna dikkat çekerek, önümüzdeki dönemde emekli maaşlarının ödenmediği bir durum olabileceği uyarısında bulunuyor.

Mahmut Şengül ise 2008 yılında çıkarılan yasa ile emeklilerin toplumun en yoksun ve mağdur kesimi olduğunu belirterek, bunun emeklilerin örgütsüz olmalarıyla ilgili olduğunu vurguluyor. Anayasa’nın herkese sendika kurma ve toplu sözleşme yapma hakkı verdiğini, emeklilerin işvereninin sosyal güvenlik kurumu olduğunu dile getiren Şengül, insanca yaşanacak ve insan onuruna yakışır bir maaş artışı için sendikalarda örgütlenmek gerektiğini vurguluyor.

DW Türkçe’ye VPN ile nasıl erişebilirim?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

-
Başa dön tuşu